“Veteriner Tıpta Yeni Çağ: Hastalık Tedavisinden Uzun ve Sağlıklı Yaşama” Longevity Üzerine Prof. Dr. Duygu Dalğın ile Söyleşi

“Veteriner Tıpta Yeni Çağ: Hastalık Tedavisinden Uzun ve Sağlıklı Yaşama”
Longevity Üzerine Prof. Dr. Duygu Dalğın ile Söyleşi

“Veteriner Tıpta Yeni Çağ: Hastalık Tedavisinden Uzun ve Sağlıklı Yaşama”

Veteriner hekimlik yıllardır daha çok hastalık tedavisi ekseninde yol aldı. Oysa bugün yeni bir çağın eşiğindeyiz. Artık mesele yalnızca tedavi değil; hasta olmamak, yaşlanmamak ve bilinenin çok ötesinde sağlıklı bir ömür sürmek. Longevity dediğimiz kavram, hayvanlarımızın da insanlar gibi hücresel yaşlanmasını yavaşlatmak, DNA hasarlarını düzeltmek ve yaşam kalitesini artırmak üzerine kurulu. Bugün kedi ve köpeklerimiz için konuştuğumuz bu vizyon, yarının veteriner tıbbının ana ekseni olacak. İşte bu geleceği şimdiden konuşmaya başlayan öncü isimlerden biri de sevgili meslektaşım Prof. Dr. Duygu Dalğın.

Prof. Dr. Duygu Dalğın Kimdir?

Prof. Dr. Duygu Dalğın, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi mezunu, iç hastalıkları ve geriatri alanında uzman, uzun yıllardır hem akademide hem de klinik pratikte öğrenciler yetiştiren, yüzlerce makale ve bildirisiyle bilim dünyasına katkı sunan bir isim. Onu farklı kılan nokta, yalnızca hastalıklarla değil, sağlıklı ve uzun bir yaşamla ilgilenmesi. Hücresel yaşlanma, epigenetik, beslenme ve longevity alanlarında Türkiye’de öncülük eden nadir bilim insanlarından biri.

Hocam, “Veteriner Tıpta Yeni Bir Çağ Başlıyor” diyorsunuz. Longevity kavramını bize biraz açar mısınız? Bu yeni çağın en temel farkı nedir?

“Longevity yalnızca ömrü uzatmak değil, sağlıklı yaşlanma demek”

Longevity toplumda “uzun yaşam” olarak algılansa da, aslında daha uzun ve sağlıklı yaşam süresi anlamına gelir. Genetik yazılım insanda da, hayvanda da bildiğimiz yaşam süresi ortalamalarının çok üstünde bir ömür sunmaktadır. Örneğin insanlarda genetik yazılımı inceleyen bir çalışma aslında insan hayatının 125 yıl, bir başka çalışma ise 245 yıl olduğunu ortaya koymuştur. Peki, pratikte neden daha az yaşam süresi ortaya çıkıyor?

Burada pek çok hata oluşturan faktör söz konusu ama iyi haber bunların büyük kısmı öngörülebilir, önlenebilir ve hatta tersine çevrilebilir olması…

İşte Longevity dediğimiz zaman, hangi yaşta olursa olsun canlının hücre yaşını tespit etmek, DNA hasarı, yangı ve glikasyon gibi majör olumsuz faktörleri düzelterek, canlının yalnız daha uzun değil, sağlıklı bir hayat sürmesini sağlamak yolundaki bilimsel (burası önemli!) adımları anlıyoruz.

Doğrudur, Veteriner Tıpta yeni bir çağ başlıyor… Bugüne kadar Veteriner Hekimlik daha çok hastalık tedavisi ekseninde yol kat etti. Koruyucu hekimlik teması bilinmekle birlikte aşı ve antiparaziter tedaviler ile sınırlı bir alandı. Bugün artık, sirtuinler, telomer uzunluğu, oksidatif stres ve epigenetik düzenleyiciler üzerine mevcut bilgilerimiz ve hızla gelişen bilim sayesinde yaşlanma biyolojisini tanıyor, büyük ölçüde engelliyor ve canlının tüm işlevlerinin genç-olgun çağdaki düzeyde bozulmadan sürdürülmesini sağlayabiliyoruz.

Daha özet bir cümleyle, VETERİNER HEKİMLİKTE YENİ ÇAĞ ARTIK YALNIZCA HASTALIK TEDAVİ ETMEYE DEĞİL, HASTA OLMAMA, YAŞLANMAMA VE BİLİNENDEN ÇOK DAHA UZUN VE SAĞLIKLI BİR YAŞAM SÜRDÜRME ODAKLIDIR.

İnsan tıbbında uzun yaşam ve sağlıklı yaşlanma çokça konuşuluyor. Veteriner tıpta “longevity” derken tam olarak hangi alanları kapsıyorsunuz?

Longevity çok faktörlü konsept. 

Ana başlıkları özetlemek gerekirse;

Genetik Yapı: Irk ve tür farklılıkları, yaşam süresinde temel belirleyici rol oynar. Örneğin küçük ırk köpekler genellikle büyük ırklara göre daha uzun yaşar.

Beslenme: Dengeli ve türlere özgü beslenme, hem metabolik hastalıkların önlenmesi hem de yaşlanmanın yavaşlatılmasında önemlidir.

Çevresel Faktörler: Güvenli yaşam alanı, stresin azaltılması ve düzenli egzersiz, en önemlisi canlının türe özgü ihtiyaçlarının karşılandığı bir ortamda yaşaması çok önem taşır. Bu noktada artık kedilerimizin sadece metabolik ihtiyaçlarını değil, davranışsal ve psikolojik ihtiyaçlarını önemseme farkındalığı çok değerli.

Koruyucu Hekimlik: Aşılama, kısırlaştırma, paraziter mücadele ve düzenli veteriner kontrolleri; birçok hastalığın erken tanı ve önlenmesinde kritik rol oynar.

Epigenetik ve Moleküler Mekanizmalar: Sirtuinler, telomer uzunluğu, oksidatif stres, glikasyon süreçleri, epigenetik düzenleyiciler.  

Kediler ve köpekler açısından düşündüğümüzde, bu kavram en çok hangi hastalıklar ve yaş grupları için önem kazanıyor?

Longevity, aslında doğumdan itibaren başlaması gereken bir süreç. Genel olarak bilinen; stres, beslenme, egzersiz gibi faktörler sanılandan daha ciddi rol oynuyor sağlık-hastalık-ölüm üçgeninde.

Orta yaş kronik hastalıkların başladığı süreç. Bu dönemde başta böbrek hastalığı, obezite, diyabet, tiroid problemleri ve sonrasında kalp ve eklem hastalıkları ortaya çıkmakta. Tabi bu listeye oksidasyonun ve susuzluğun ilk hedefi olan sinsi tehlike pankreas hastalıklarını da eklemek gerek. Orta yaş döneminde hedef odaklı hücresel değerlendirme, doğru destek ve izlem son derece sağlıklı bir hayatı bize sunma potansiyeline sahip.

Yaşlılık döneminde geç kalındığı düşünülmesin. Bu dönemde de doğru longevity desteği, sağlıklı ve dolu dolu bir hayata kapı açar.

Her yaşın ve dönemin ihtiyaçları olduğu kadar metabolik ölçümleri hatta serum biyokimya değerleri bile farklıdır. Bu noktada mutlaka deneyimli bir  uzman görüşü alınmalı, hayat planı bu temelde düzenlenmelidir.

“Yeni nesil hekimler hücresel ve moleküler tıbbı öğrenmek zorunda”

Sizce veteriner hekimliğin önümüzdeki 10–20 yılını longevity kavramı nasıl şekillendirecek? Yeni nesil hekimler bu sürece nasıl hazırlanmalı?

Kesinlikle şunu belirtmeliyim ki, Veteriner tıbbın geleceği, hem de yakın geleceği Longevity temelli olacak.

Pek kimsenin haberi yok ama Amerika’da köpekler için ilk “Ölümsüzlük aşısı” olarak tabir edilen aşı çıktı ve FDA onayı aldı. LOY-1, 2 ve 3 olarak çıkan bu enjektabl müstahzar IGF- 1 denilen insüline benzeyen büyüme faktörünü durdurup ömrü uzatma odaklı. Kişisel değerlendirmem ihtiyatlı yaklaşılması ama görünen o ki önemli bir pazar oluşturacak.

Yine ilginç bir bilgi, Amerika ve Avrupa’da şu an online platformlarda bile satışa sunulmuş bir metilasyon analizi testi var. Metilasyon hangi genin susup hangisinin konuşacağını belirleyen ana epigenetik mekanizma. Metilasyon azalması, hücresel yaşlanmanın yansıtıcısı olduğu kadar, kötü hastalıkların gelmekte olduğunun habercisi. Ülkemizde insanlarda bile birkaç uzman laboratuvarda yapılabilen bu test, yurtdışında klavye başında ısmarladığınız, gelen pamuklu çubuğa kedi veya köpeğinizin salya örneğini bulaştırarak laboratuvara gönderdiğiniz ve 4-6 hafta içinde hayvanın epigenetik profilini öğrenebildiğiniz inanılmaz pratik bir noktaya gelmiş durumda.

Artık ne hasta yakınlarımızın, ne de biz hekimlerin kafamızı kuma gömme lüksümüz yok. Biran evvel, yıllardır pratiğimiz olan organ sağlığı perspektifinin konforundan çıkıp, hücresel ve moleküler tıbbın zor ama masal tadındaki coğrafyasını keşfetmek zorundayız.

Türkiye’de veteriner tıbbında bu kavramın pratiğe girmesi için neler gerekiyor? Akademi, klinikler, sektör nasıl bir yol haritası izlemeli?

Bu noktada ilk adım epigenetik, moleküler ve hücresel testler-(di). Bir müjde olarak ilk kez burada belirtmek isterim ki, hücresel yaş testleri bu yılın sonlarına doğru ülkemizde pratiğe geçecek.

Hem beşeri hem de veteriner tıpta fitoterapi, yani bitkilerle tedavi ve bütüncül tedaviler ne yazık ki pek çok yerde aktar seviyesinde ve suistimale çok açık. Başta akademi olmak üzere, klinisyen meslektaşlarımız hastalık oluştuktan sonraki tedaviden ziyade artık sağlıklı yaşam perspektifine yönelmeli. Öte yandan gelecek 10 yıl, aynı uygulamaları yapan birbirinin benzeri çok sayıda klinik yerine, bir konuda daha çok uzmanlaşmış branş kliniklerin devri olacak. Temel klinikler elbette gerekli ama gelecek branşlaşmaya gidiyor. Özellikle büyük şehirlerde sayısı 1000leri geçen genel pratiğe hakim klinikler, sanıyor ve diliyorum ki zaman içinde belli bir konuya yönelecektir. Geriatri ve Longevity bu branşlardan en önemli ikisi, ki bu konularda hakikaten emek vermiş, odaklanmış ve bilimsel temelli bir bilgi birikimi sunan merkez henüz çok az.

Sektöre gelince, birbirinin benzeri, hammadde standardizasyonu açısından çoğunlukla belirsiz suplementler yerine, hücre ve molekül odaklı, molekül dağılım teknolojilerinde günceli yakalayan ve sürdürülebilir sağlık noktasında temellenen ürünlere yönelecektir. Farkındalık arttıkça bu kaçınılmaz olacak kanaatimce.

Longevity sadece ömrü uzatmak mı, yoksa yaşam kalitesini de dönüştürmek mi? Sizce bu ikisi arasındaki denge nasıl kurulmalı?

Tıbben yaşam kalitesini sağlamadan ömrü uzatmak mümkün değil, felsefi olarak da makul değil. Biz canlının hücresel, metabolik, mental ve sosyal kapasitesinin tam anlamıyla yaşandığı uzun, coşkulu ve anlamlı bir hayatı hedefliyoruz.

Biyoteknoloji, yapay zeka ve genetik araştırmaların gelişimi bu alana nasıl bir ivme kazandırıyor?

Biyoteknoloji baş döndürücü bir hızda ilerliyor. İlginçtir, bu alanda ciddi odaklanan biri olarak söyleyebilirim ki, her ay yeni bir teknoloji ve keşifle karşı karşıyayız. Daha birkaç yıl öncesine kadar serum parametreleriyle değerlendirilen check up muayeneleri, bugün hücresel bazda, hatta epigenetik işlevlerin düzeyini ortaya koymakta. Biz hekimlere,  hasar gören hücre ve epigenetik düzeni, doğru desteklerle düzeltmek kalıyor. Bugün, klinik pratikte DNA hasarını bile bir ölçüde izleyip düzeltecek noktaya geldik. Geçtiğimiz her gün çok daha sofistike teknolojiler pratiğe inecek.

Kedici Dergisi’ni okuyan hayvanseverlere de bir şey sorsam: Evde yaşayan kedilerimizin ve köpeklerimizin ömrünü uzatmak için en basit ama en etkili günlük uygulamalar nelerdir?

“Ölümün üç meleği: Glikasyon, Oksidasyon ve Enflamasyon”

Ölümün üç meleği: GLİKASYON; OKSİDASYON ve İNFLAMASYON. Hem onlar hem de bizim için temelde bu böyle. Bu sırayla gidersek:

Önce yavru çağından itibaren beslenme altın anahtar. Mama seçerken dikkat edilmesi gereken ana faktör hayvanın iştahla tüketmesinden ve yüksek protein içeriği tercihinden ziyade, sindirilebilir protein düzeyi, glisemik endeks ve antibiyotik kalıntısı. Hasta yakınlarının bu üç noktada bilgi sahibi olması, hatta firmalardan bilgi talep etmeleri çok önemli. Unutmayalım ki,  “Ne yersen o’sun” kuralı onlar için de geçerli.

Su tüketimi olağanüstü değerli, su tüketiminin teşvik edilmesi şart.

“Kedi ve köpeklerde mental sağlık da en az fiziksel sağlık kadar önemli”

Stres en önemli oksidasyon ve enflamasyon nedenidir. Nasıl ki doğru ilişkiler için insanlar birbirlerini tanımak zorundalar, birlikte yaşadığımız kedi veya köpeğimizin de sadece tür özellikleri, içgüdü ve ihtiyaçları değil, hatta mizaç özelliklerini de iyi tanımak gerek.

Şarkıda her ne kadar “sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir” dese de, gerçek hayatta özünü tanımadığınızı sevemez, sevilemezsiniz. Stres, kendini güvende hissetmeme, dünyayı belirsiz ve tehlikeli bir yer olarak görme, istikrarsızlık ve varlığının gereklerini yerine getirememe kaynaklıdır. Sağlık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre “Sadece hasta olmama hali değil, FİZİKSEL, SOSYAL ve MENTAL olarak iyi olma halidir.” Bu açıdan kedi ve köpeklerimizin mental sağlığı noktasında da özenli olunmalı, oyun, iletişim ve köpeklerde gezme rutinlerinde istikrar sağlanmalıdır.

Son olarak enflamasyon yani yangı dediğimiz reaksiyon, canlıyı koruyan ama süreğen ve şiddetli olduğunda hastalığa götüren bir olgu. Özellikle kedilerde, zaten dezavantajlı olan böbreklere bilhassa dikkat edilmeli. İnsanlarda antienflamatuar diyetler malum çok gündemde ve toplum bu dinamiğe aşina. Kedi ve köpeklerde enflamasyon kontrolü için uzman bir Veteriner hekim desteği çok önemli.

Destek ürünlere gelince, 5 yaşından sonra SAMe, resveratrol, NAD (NMN), ve AIM gibi kedilerde böbrek koruyucu antienflamatuar protein öncülleri (AIM İngilizce “Apoptosis İnhibitor of Macrophage” ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçesiyle Makrofaj Apoptoz İnhibitörü, vücuttaki makrofajların apoptozdan korunmasını sağlayan, kediler ve insanlar dahil birçok hayvanın kanında bulunan bir protein türüdür.) kullanımı temel Longevity stratejisini oluşturuyor. Bunun dışında gerekliyse bireye göre destek alınmalı.

Son olarak hocam, bu vizyonun hayalini kurarken sizi en çok heyecanlandıran nokta nedir?

Değerli okurlardan eminim ki pek çoğu kedilerinin öleceğini düşünmeye dayanamaz. Hayatımıza coşku ve renk katan aile üyemizin gönlümüzdeki, varlığımızdaki yerini yalnızca aynı duyguyu bilenler anlar.

Bu duyguyu tanıyanların ortak hedefi, can yoldaşlarını en uzun ve en sağlıklı şekilde yaşatabilmektir, tüm sevenler gibi.

Bu vizyona emek verir ve mesleğe 32 yılını vermiş biri olarak, baştan moleküler ve hücresel süreçlere hakim olabilme adına zorlu yolları heyecanla yürüyebilmemi sağlayan motivasyon, bilimin bize işte bu en kıymetli dileğimizi gerçekleştirebilme şansı vermesidir.

Çünkü biliyorum ki, ölüm kaçınılmaz ama insan/hayvan tüm sevdiklerimiz, hayatımızı coşkulu ve anlamlı kılan her canlı için vedayı kolaylaştıran, bize kalan anıları acıyla değil, iç huzuru ve özlemle anımsamayı sağlayan şey onun için en iyisini yapmış olmanın mutluluğudur.


Dr.Tarkan Özçetin
Veteriner Hekim

02/10/2025

Keditörün Önerisi

Kedilerde Hamilelik Süresi

18.04.2023

Hamilelik süresi 57 ile 67 gün arasında değişiklik gösteren kedilerin, hamile kalma yaşı ...

İlginç Kedi Davası

17.03.2023

ABD'nin Bellevue kentinde yaşayan bir kadın, bir başkasının mülküne izinsiz girdiği ...

Kediler Alemi

Köpeklerde Hamilelik

25.10.2021

Köpeklerin hamilelik süresi ortalama 56 ile 70 gün arasında sürmektedir. Bu süre ...

Kahraman Kedi

17.04.2021

Yavru kediyken bir kutuda nehre atılan kedi, onu kurtaran ve evine alan sahibinin epilepsi ...

Kedinizin Güvenini Kazanın

04.02.2022

Kedilerin özgür ruhları vardır ve mesafeli olarak kabul edilebilirler, yine de bir insanla çok ...

Manx Kedisi

19.05.2023

Manx kedileri kuyruksuz kediler olarak bilinir ayrıca avlanma becerileri oldukça yüksektir. ...

Kedilerde Aşının Önemi

30.05.2022

Kedinizin sağlıklı, iyi bir hayat sürebilmesi için onlara neyin iyi geldiğini bilmeli ve ona ...