
Kedi Avı Yarışması Tepkiler Üzerine İptal Edildi
20.04.2023Yeni Zelanda'da her yıl Nisan-Haziran ayları arasında en çok yabani sokak kedisi öldüren ...
Genel Yayın Müdürümüz Veteriner Hekim Dr. Tarkan Özçetin, Kedici dergisinin Türkiye’deki okuyucuları için tüm dünyada kedilerin yaşam süresini iki katına çıkaracağı ifade edilen AIM proteinini bulan Prof. Dr. Toru Miyazaki ile Japonya’daki laboratuvarında bir araya gelerek AIM proteinini ve kedilerin yaşam süresine yapabileceği katkıları konuştu. Toplamda üç bölüm halinde yayınlayacağımız röportaj serimizin ilk bölümü yayında.
Veteriner Hekim Dr. Tarkan Özçetin, ilk bölümde AIM proteini ile tanışma hikâyesini anlatıyor ve kendisini daha yakından tanımak için Prof. Dr. Toru Miyazaki’ye sorular yöneltiyor.
Prof. Miyzaki, AIM proteini ile kedilerde böbrek hastalıklarının önlenebileceğini, hatta yaşam sürelerinin uzayabileceğini ifade ediyor ve ekliyor: “Bu araştırmalar, kediler için bir çığır açtı ve dünya genelinde kedi dostlarımız için umut ışığı oldu.”
1.
BÖLÜM: KEDİLERİN ÖMRÜNÜ UZATACAK PROTEİNİ
BULAN PROF. TORU MİYAZAKİ KİMDİR?
Toru Miyazaki ismini duymam bundan yaklaşık 3 yıl öncesine
dayanıyor. Daha doğrusu ilk duyduğum şey AIM isimli bir protein olduğu ve bu
proteinin kedilerin ömrünü 2 katına çıkaracağıydı. Haber Japonya’dan geldi,
Japonya’da yaşayan bir Türk vatandaşından. Tahmin edeceğiniz üzere kendisi bir Kedici.
Yeri gelmişken biz Kediciler arasında adı konulmamış global bir ağın
varlığından da sizleri haberdar etmek isterim. Kediciler, teknolojinin ve
sosyal medyanın katkısı ile bu ağ sayesinde bilgi alışverişinde bulunuyorlar.
Benim de bir şekilde dahil olduğum bu ağ sayesinde kedilerle ilgili dünyadaki
gelişmelerden anında haberdar olabiliyoruz.
Benimle paylaşılan haberde Japon bir profesörün kedilerin
ömrünü 2 katına çıkaracağını yazıyordu. Hatta mucidi olduğu ürünün kedi ömrünü
30 yıla çıkaracağını iddia ediyordu. İlk başta çok inandırıcı gelmedi. “Asparagas
bir haberdir”, diye düşündüm. Ancak diğer taraftan içimde bir merak da uyanmadı
değil. İşin içinde hem Japon hem de profesör olan biri vardı. Alelade birisi
olmadığı kesindi. Başladım araştırmaya. Profesör ile ilgili Batılı nerdeyse hiçbir
kaynağa ulaşamadım. Daha doğrusu “Nature Medicine” gibi saygın bilimsel
dergilerde onlarca makalesi, yüzlerce atfına rağmen Batılı medyada ilginç bir
şekilde sadece yüzeysel haberler yapılmıştı.
Buluşu ile ilgili de birkaç sosyal medya hesabı dışında
doyurucu bilgi yoktu. Merakım gittikçe arttı. Bu aşamada kırk yıllık dostum
devreye girdi. Kendisi Türkiye’de Japonya denince akla gelen ilk isimlerin
başında. Onun sayesinde Japon profesör ve mucidi olduğu ürün ile ilgili
araştırmaları Japonya'daki bağlantılar ve Japon kaynaklarından yapma imkânı
buldum. Araştırdıkça merakım artıyor, merakım arttıkça araştırmaya devam
ediyordum. Gerçekten Japon profesör devrim niteliğinde bir protein, daha
doğrusu amino asit keşfetmişti. Şu an için sadece kediler üzerinde çalışıyor
olabilir ancak gelecekte tüm insanlığın kaderini değiştirecek bir buluştan
bahsediyorum.
Ön çalışmalar bitmişti. Bundan sonraki hedefim Japon
profesör ile iletişime geçmek ve Kedici dergisi için bir röportaj
yapmaktı. İşin en zor kısmı meğer
burasıymış. Uzun süre yazıştım, bekledim hatta taciz bile ettim denebilir.
Bilenler bilir Japonlar kolay iletişime geçilebilen insanlar değil. Her şeye
şüpheyle yaklaşıyorlar ve birisine güven duymaları zaman alıyor. Son ana kadar
pes etmedim, Türkiye’deki Kediciler ve kediler için uğraşmaya değerdi ve
nihayet Toru hocayı röportaj vermeye ikna ettim.
Röportajın girişi biraz uzun oldu ama yazmaya kalksam
röportajın hikayesi, kendisini bile geçebilirdi. Bu arada yoğun programı
nedeniyle öyle saatlerce röportaj yapamadığımı da belirtmeliyim. Kendisi
hakkında Japon medyasında çıkan haberleri kullanma izni ve daha geniş zamanda
ikinci bir röportaj sözü alarak konuşmaya başladık.
Toru Miyazaki kimdir? Doğduğunuz günden bugüne sizi
tanıyabilir miyiz?
Japonya’nın Nagazaki Eyaleti’ne bağlı Shimabara Şehri'nde,
1962 yılında dünyaya geldim. Ailem, uzun yıllardır eczacılık sektöründe
faaliyet gösteren bir aileydi. İlk yıllarda, aile işini devralmayı
düşünüyordum. Ancak kaderin bana hazırladığı yol oldukça farklıydı. Tıp eğitimi
aldım; fakat asıl ilgim, hastalıkların ardındaki nedenleri ve çözümleri
araştırmak oldu. “Tedavi edilemez” denen hastalıklarla karşılaştıkça, klinik
tıbbın ötesine geçip, temel bilimler alanına yöneldim. Tokyo Üniversitesi’nden
mezun olduktan sonra, kendimi immünolojiye adadım.
Kariyerimin dönüm noktası, 1992’de Fransa’ya giderek Louis
Pasteur Üniversitesi’nde araştırma yapmamla başladı. Orada edindiğim deneyimler
ve buluşlar, benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. O yıllarda, bağışıklık
sisteminin nasıl işlediğine dair pek çok bilgi kazandım. Bu bilgiler ışığında
keşfettiğim Apoptosis Inhibitor of Macrophage (AIM) proteini, hayatımın en
büyük buluşlarından biri haline geldi. Bu protein, vücutta biriken atıkları
temizlemeye yardımcı oluyordu ve zamanla hastalıkların tedavisinde büyük bir
umut kaynağı olarak ön plana çıktı.
Yıllar sonra, AIM’in kediler üzerindeki etkilerini
araştırmaya başladım. Japonya'ya döndüğümde fark ettim ki, kedilerde AIM’in
işlevi, insanlardaki kadar etkili değildi. Bu yüzden böbrek hastalığı kedilerde
çok yaygındı ve çoğu kedi bu hastalığa yenik düşüyordu. Bu gözlem beni harekete
geçirdi. Kedilerde böbrek sağlığını iyileştirecek bir tedavi geliştirmek için
çalışmalara başladım. Zamanla, AIM proteinini kedilere uyumlu hale getirdik ve
bu sayede kedilerde böbrek hastalıklarının önlenebileceğini, hatta yaşam
sürelerinin uzayabileceğini gördük. Bu araştırmalar, kediler için bir çığır
açtı ve dünya genelinde kedi dostlarımız için umut ışığı oldu.
Tabii, bu yolculuk kolay olmadı. Araştırmalarımı yurt
dışındaki çeşitli üniversitelerde sürdürdüm. Hem Amerika hem de Avrupa’da
birçok bilim insanıyla iş birliği yaptım. Fransa’daki Louis Pasteur
Üniversitesi’nden sonra İsviçre’de Basel İmmünoloji Enstitüsü’nde araştırmalar
yaptım. Daha sonra Amerika’ya, Texas Üniversitesi’ne giderek burada çalışmalarımı
devam ettirdim. Her bir görevim, bana yeni bakış açıları kazandırdı ve
keşiflerimi daha ileri taşıdı. Ancak nihayetinde memleketime, Japonya’ya geri
döndüm ve Tokyo Üniversitesi’nde çalışmalarımı yoğunlaştırdım.
Bugün, AIM Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nü kurarak bu alanda
daha özgürce çalışmaya ve kediler için başlattığım projeyi insan sağlığına
yönelik tedaviler geliştirmek için genişletmeye devam ediyorum. Yıllardır “tedavi
edilemez” denilen hastalıklar üzerine çalışarak hem insanlara hem de hayvanlara
bir umut ışığı sunmayı başardık. Bu yolculuk hâlâ devam ediyor ve her gün yeni
bir keşif yapmanın heyecanını yaşıyorum. Bilime olan tutkum ve her canlıya bir
faydamın dokunmasını istemem, beni bu yolda ileriye taşıyan en büyük
motivasyonum.
Yeni Zelanda'da her yıl Nisan-Haziran ayları arasında en çok yabani sokak kedisi öldüren ...
Birbirinden ilginç özellikleri ve burnuyla ilk bakışta bütün dikkati üzerine çeken ...
Bu bir sirk de değil, kedilerin at koşularındaki gibi birbiriyle yarıştırıldığı bir ...
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi 2021-2022 Akademik Yılı mezunları, yemin ederek ...
Kedici Veteriner Hekimler Derneği’nin Ankara Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu’nun ...
Kedi eve neden gelmişti? Daha doğrusu kediler evlere nasıl ve neden gelirler? Kediyle henüz ...
Her zaman söyleriz; bir kap su, bir kap mama hayat kurtarır. Bu bilincin artıyor olması ile ...
İzmir'de meydana gelen merkez üssü Seferihisar açıkları olan 6.6 büyüklüğündeki deprem ...
Onlar tarih, bilim ve edebiyat dünyasına yön vermiş kediler... Ancak bu, hiç de umurlarında ...
Türkiye'de kedilerden bahsederken ilk akla gelen türlerin başında gelir Van kedisi… Çağlar ...
Yüzyıllar boyunca hep siyah kedilerin haketmediği şekilde kötü şans getirdiğine ...
Mısır'daki arkeologlar, dünyanın bilinen en eski evcil hayvan mezarlığını keşfetti. ...
Kediciler ve kediler birbirlerini seçerler. Barınakta veya sokakta göz göze geldiğiniz ilk an ...
Yavru Kedinin Acıktığını Nasıl Anlarız? Kedi sahibi olarak, henüz yeterli deneyimi ...
Evcil dostlarımız seyahat etmekten hiç hoşlanmazlar. Genel olarak değişikliği ...
Kedilerde kulak temizliği, çoğunlukla düzenli olarak gerçekleştirilmesi zorunlu olmayan bir ...
Çocuklar hayvanları merak eder, onların peşinden koşar ve iletişim kurmak isterler. ...
Evcil hayvanları sokağa terk edilmekten kurtaracak mikroçip uygulaması zorunlu hale geldi. ...
‘Türkiye Gençlik Araştırması’ gençlerin değerlere bakış açısını ortaya koydu. Buna ...
İnsanoğlu ölse de kalsa da, kedi nesli aslanlar gibi devam edecektir... Her dinin ...
ABD’deki Washington Devlet Üniversitesi’nden uzmanların gerçekleştirdiği araştırma, kedi ...
Beyaz kürkü, kırmızı gözleri ile o dünyanın albino olan tek oselo kedisi. Genetik testlerin ...
Kediciler gün içinde kedisine nasıl vakit ayırmalı, neler yapmalı, bir gününü minik ...
Kış geldi ve sokakta yaşayan sevimli dostlarımız için zorlu yaşam koşulları başladı. ...
Köpekler duygularını saklayamayan canlılardır. Onlar üzüldüklerinde bunu belli ederler. ...
2015 yılında, Merlin adlı 13 yaşındaki bir kurtarma kedisi, Guinness Dünya Rekorları ...
Kedilerin birbirinden tatlı bir o kadar da ilginç canlılar. Onların bazı zamanlar ...
Osmanlı saray yaşamında hayvanlar da sarayın bir parçası olarak görülüyordu. Sarayda ...
Her bir canlı için su eşsiz bir kaynaktır. Kedilerinde su tüketimi oldukça önemli bir ...
Kediler hassas duygulara sahip canlılardır. Onların da üzüldükleri olaylar gerçekleşebilir. ...
Etolojistlerin, yani hayvan davranışları uzmanlarının açıklamakta güçlük çektikleri ...
Düzensiz beslenme ve hareketsizlik nedeniyle obeziteye yakalanan "Ekmek" isimli kedi, 6 kilo ...
Geçen günlerde paylaştığım Purina Dosyası sonrasında başta kediciler, tüm kamuoyundan ...