Sahibini Eğitme Yöntemleri-2 - Ayşe Akaltun

Sahibini Eğitme Yöntemleri-2 - Ayşe Akaltun

Bu yazılara başlarken bu kadar dikkat çekeceğini, kedi arkadaşlarım arasında bu kadar yayılacağını tahmin etmemiştim. Ama durum şunu gösteriyor ki sokakta yaşayan arkadaşlarımız kadar ev sahibi olmuş 
ya da yarı zamanlı evleri olan arkadaşlarımız arasında da ses bulmuş kendisine.

Nereden biliyorsun diye soracaksanız, gelen mektuplardan diye cevap vereceğim. Cam önüne bırakılmış kısa mesajlardan, market poşetlerinden aldığım kokulardan. Hatta Samsun’da yaşayan kuzenim Kafka’dan kargo paketine iliştirilmiş bir mektup bile aldım. Sadece bu şehirde değil ülke genelinde pek çok arkadaşımıza ulaşmış yazım. Bu beni çok sevindirdi ama ev arkadaşımın şüphelerini iyiden iyiye üzerime çekti.

Dergiyi gördüğünden beri beni daha dikkatli izler oldu. Bu da tahmin edeceğiniz gibi günlük hayatımı zorlaştırıyor.

Ayrıca haberleşmek için mektuplaşmak dışında yöntemler bulmamız gerekiyor. Oya Baydar’ın Kedi Mektupları kitabıyla tamamen ifşa olduğumuz fikrindeyim. Mektuplarımızın insanların eline geçtiğini görmek istemeyiz hiç birimiz. Öncelikli işlerimizden birisi, gelişen teknolojiyi de göz önünde bulundurarak haberleşme yöntemleri keşfetmek olmalı. İnterneti kullanan arkadaşlarımız var, ben de kullanıyorum. Ev arkadaşlarınız neden inatla bilgisayarın üzerinde yattığınızı merak ede dursun, siz bu işte ustalaşmaya devam edin.

Gelelim bu sefer vereceğim tüyolara. Geçen sefer biraz ipucu vermiştim, bu kez sabah sporları ve misafirler üzerinde duralım istiyorum.

SABAH SPORLARI

Bu bizim için vazgeçilmez bir etkinliktir. Nedense insanlar yeni başlayan günün keyfini çıkartmak yerine yatakta kalmaya devam ederler. Üstelik yataktan çıktıklarında ilk eğilimleri tekrar bir kanepeye uzanmak, ya da koşturarak giyinip iş dedikleri binalara yetişmek yönündedir.

Oysa güneşin doğuşunu görmekten daha çok ne mutlu edebilir bir canlıyı?

Sizin işiniz tam da gün doğumu saatlerinde başlar. Ev arkadaşınızı kalkmaya ikna etmeli, bu işe yaramıyorsa biraz ısrar etmeli hatta çok gerekliyse zor kullanmalısınız. Başlangıç için küçük miyavlamaları deneyin, hatta karnınızın acıktığını ima edin. Kalkıp sizin mama kabınızı doldurmak ve taze su vermek için kendilerini mecbur hissedeceklerdir. Uykusu hafif bir ev arkadaşınız varsa işiniz kolay, bir daha uyuyamayacaklar ve güne erken başlayacaklardır. Yok ısrarla uyumaya, günü kaçırmaya devam ediyorlarsa eyleminizin şiddetini artırın. Yatağa taşıyıp onun üstünde oynayacağınız oyuncaklar iyi bir yöntemdir. Pek çoğu pes edip ayaklanacaklardır.

Tabii bütün bunlara rağmen inat edenlerde çıkacaktır. Unutmayın hiçbir canlı bizim kadar inatçı ve sabırlı olamaz. Biz ki bir kuş için, bir sinek için dakikalarca pusuda bekleme sabrına sahibiz. Bırakın insanlar bunu takıntı zannetsinler, sabrederek elde edemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur. İnatçı insanlar içinde sabrınızı zorlamalı, uyanması için gerekiyorsa odadaki eşyaları devirmek, yorgandan çıkan ayağına birkaç tırnak darbesi atmak, sesinizin şiddetini artırmak gibi yöntemlere başvurmaktan çekinmeyin.

Bir süre sonra size ayak uyduracak, güne mutlu, birlikte kahvaltı edip küçük sabah sporları yaparken bulacaktır kendini.

Hele sizden önce bir köpekle ev arkadaşlığı yapmış biriyle evi paylaşıyorsanız durum karışıktır. Sık kullandıkları cümle “Köpek bakmak zor, sabah erken kalk, onu gezdir. Oysa kedi ne rahat.”dır. İşte onların hadlerini bildirmeli, gerektiğinde köpeklerden daha zor olduğumuzu anlamalarını sağlamalıyız. Bizleri bir köpekle kıyaslamak, üçüncü sayfa gazete haberiyle, Dostoyevski kitaplarını kıyaslamak kadar saçmadır. Okuması daha zordur ama hem tarihte, hem akılda iz bırakır, kedilerin yaşamda iz bırakmaları gibi..

Unutmayın güneşi karşılayarak uyanan ev arkadaşı, iyi ev arkadaşıdır.

EVE GELEN MİSAFİRLER

Daha öncede değindiğim gibi, evler ortak alanlarımız. Ev arkadaşınız eve misafir davet edebilir. Bu sizin de hakkınız, sizde kedi arkadaşlarınızı, dostlarınızı eve davet edebilirsiniz. Ama ev arkadaşınızın sevmediğiniz arkadaşlarına hoş davranmak, size oyuncak muamelesi yapmalarına izin vermek zorunda değilsiniz.

İlk yapmanız gereken gelenleri tanımak ve ona göre tavır almaktır. Tanımanın en iyi yolu ayakları ve ayakkabılarıdır. Koklayın. En gizli sırları ayaklarında saklıdır. Hem belli mi olur belki sokakta yaşayan bir ırkdaşınızdan mektup taşıyor da olabilir o ayaklar. Birisi hayvan sever mi, iyi mi kötü mü, niyeti nedir, bütün bunlar için ipuçlarına ihtiyacınız var.

Sadece koklamak yeterli olmazsa kucağına çıkarak bir deneme yapın. Buna izin verip vermemesi, izin verdiyse size dokunuş şekli çok önemlidir. Zaten kucağına çıkmanıza izin vermeyen misafiri direkt kara listeye alın. Daha sonraki gelişlerinde de ona göre davranın. Evin üzerinde sizin hakkınızın da olduğunu anlamasını sağlayın. Bunu nasıl yapacağınız sizlere kalmış ama benim yöntemim suratına bile bakmadan başka odaya geçmektir. Bu tiplerle muhatap olmaya, onlar için zaman harcamaya gerek görmem. Tabii benim alanlarıma karışıyorsa durum değişir. Mesela benim koltuğuma oturma konusunda ısrarlıysa ben de diş ve tırnak uyarılarıyla cezasını veririm.

Hele eve misafir olarak gelip, tüyünüzden, masaya ya da sehpaya çıkmanızdan rahatsız olanlar varsa, onlara istediğinizi yapmakta serbestsiniz. Sizin eviniz, nereye çıkacağınıza ya da dökülen tüylerinize karışmak ona düşmez. Onları evden uzaklaştırmak için kullanacağınız her yöntem mubahtır.

En iyi misafir dokunuşları yumuşak, alanınıza saygı duyan ve gelirken elinde yaş mama bulunduranlardır. Böyle misafirleri sevin, şımartın onları.

Şimdilik bu kadar. Yeni bir haberleşme yöntemi bulana kadar mektuplarınızı bekliyorum.

Bol yaş mamalı günler.

İmza: Tarçın Sarmal

06/02/2021

Keditörün Önerisi

Kediler Alemi

GECE KUŞU KEDİCİKLER

11.08.2023

"Kedim geceleri çok miyavlıyor" diyorsanız kesinlikle yalnız olmadığınızı söyleyebiliriz. ...

Kediler Neden Çok Uyur?

12.05.2023

Kedilerin günde 20 saate kadar çıkabilen uyku düzenleri vardır. Evin her köşesinde ...