Palyaço Balığı
12.09.2021Kayıp Balık Nemo'dan tanıdığımız Palyaço balıklarının şaşırtan özellikleri olduğunu ...
2009 yılı, Nisan ayıydı. Nasıl üzgünüm, nasıl kederliyim sadece kedisi olanlar bilir. Prenses isimli kedi kızımı, 18 yaşında toprağa vereli bir hafta ancak olmuş. Sepetini, kum kabını, küreğini hep atmışım. Bakmaya dayanamıyorum. Bir daha aynı üzüntüyü yaşamamak için artık “kedisiz” bir hayat düşünüyorum. Zaten genç de değilim. Bir kediye yine 18 yıl, 20 yıl bakacak ömrüm de olmayabilir.
Böyle düşünürken, ayağa kalkıp pencereden bir bakayım dedim. Baktım tam apartmanın önünde, sokakta, bir oğlan çocuk, elinde bir sopa bir şeyle oynuyor. Canlı mı? Cansız mı? Kuş mu? Bir oyuncak mı? Ne? Kedi desem çok ufak. Gözler de iyi görmüyor en iyisi aşağı inip bakayım dedim. Ayakkabımı giydim, anahtarlarımı aldım. Çocuğun yanına geldim ki, minicik bir kedi yavrusu. Bir tekir. Daha bebek!
“Nerede buldun bunu? Senin mi?”
“ Yoo... Şu bahçede buldum.”
Gösterdiği yer karşımdaki apartmanın kocaman bahçesi. Belki bir yerlerde annesi vardır diye dolaştım ortalığı. Öyle minik ki, tek elle tutuyorum. Hiç ses çıkartmıyor. “Miyav” bile demiyor. Gördüğüm çocuklara, hanım komşulara soruyorum.
“Komşum, bu yavrunun annesi var mı? Biliyor musunuz? Var mı emziren bir kedi?”
Kimse bilmiyor. Bir süre elimde minnakla dolaştım. Tekrar eve dönüyordum ki, tam o sırada, okul dağılmış, küçük bir kız, üzerinde okul önlüğü, alçak duvara dayanmış, az önce oğlan çocuğunun bahçede buldum dediği bahçeye bakıyor. Böyle bir şeyini kaybetmiş gibi.
“Ne arıyorsun bahçede?”
“A! Bu benim kedim! Bunu arıyordum.”
“Senin kedin mi? Senin kedinse ne işi var sokaklarda?”
“Ben okula giderken bu bahçeye bırakmıştım.”
Okula giderken minicik yavruyu o bahçeye niye bırakmış hiç bilmiyorum. Sonra o minicik şey o bahçede, saatlerce kız okuldan dönene kadar nasıl sağ kalabilmiş mucize. Çünkü dağ başı bir yerde oturuyoruz sürüyle sık sık köpekler geliyor, kedileri öldürüyorlar. Kızla biraz konuştum. Şu anda bir kısmı TOKİ’ye dönüştürülen, eskiden dere yatağı olan iki yanı dik vadide oturuyormuş.
“Madem senin kedin. Bir daha sokağa, bahçeye bırakma.”
kız aldı kedisini gitti. Ancak benim içim rahat etmedi. Alt katımdaki komşumun kızını aradım.
“Ya, bu kızın adını bilmiyorum ama bir gidip görsem acaba gerçekten kediye bakıyor mu? Gelir misin benle? Buluruz belki...”
O da gelirim dedi. Toprak yoldan aşağı indik, sonra dere yatağı denen toprak yolu geçtik. Gecekondularla ve kavak ağaçlarıyla dolu yokuşa tırmandık.
Soruyoruz;
“Küçük bir kız, siyah saçlı, kedisi var. Okula gidiyor. Şu boyda...”
Sarı çizmeli Mehmet Ağa!
Ama işte ismini bilmediğimiz halde kızı bulduk. Bir de ne göreyim kızın elinde minnak yavru. Yıkamış. Aksırıyor, tıksırıyor.
“Sen bunu oyuncak bebek yerine koymuşsun! El kadar şeyi ne yıkadın? Bak üşütmüş!”
Büyüyünce masraflı olur, mamasıydı, aşısıydı, sen yapamazsın, sen bunu bana ver filan deyince kız tamam dedi. Aldım o alış. Ama Hani artık kedi bakmayacağım ya! Prenses’imi sağlığında yıllardır götürdüğüm Kedi Hastanesi’ne götüreyim. Orada yuva bulur dedim. O gün hava da hiç unutmuyorum bir rüzgârlı, kazağım üstünde montum var, montumun içine soktum. Üstünü örttüm. Nasılsa çok minik, kedi sepeti, kutu bile gerekmedi. Hiç ses çıkartmıyor, hiç kıpırdamıyor. Ta Aktepe’den, önce Kızılay, sonra Aşağı Ayrancı’ya tek “Miyav” demeden, kıpraşmadan, kımıldamadan gittik. Bir yavru bu kadar mı uslu olur? Hiç mi ses çıkartmaz? Ancak, çok ufak olduğundan, orası da sonuçta hastane ve sürekli hasta kediler geldiğinden, hasta kedilerden bir hastalık kapmasın deyince doktorumuz, hak verdim. Öyle ya, zavallı bir de benim yüzümden hastalanabilirdi. Kedi biberonu, kedi süt tozu ile tekrar eve geldik. Yine hiç sesi çıkartmadan. “Miyav” demeden. Bu arada bir minik oğlan olduğunu öğrendim.
Eve getirdim kucağımda. Yine Hiç “Miyav” yok. Kıpırdamıyor bile. Evimiz iyi güneş alıyor. Doğru güneşin önüne halının üzerine koydum. Sıcacık oldu. Ertesi gün aksırık, tıksırık kesildi. Biberonu çok sevdi, ılık süt, ılık su karışımıyla bol bol süt içti. Evi öğrendi, oraya buraya zıplıyor, koşuyor, oynuyor.
Bir ay geçti, hadi dedim seni yuvalandıracağız. Yine Kedi Hastanesi’ne. Bunu bir camlı kafese koydular. Şaşkınım nasıl da şaşkın. Bir ay evdeydik. Şimdi burası neresi? Diyor. Hiç sesi çıkmıyor. Hiç miyavlamıyor. Onu bırakıp gideceğim. Ama kendimi doğurduğu bebeğini karakola terk eden vicdansız anneler gibi hissediyorum. Başladım mı ağlamaya! Sessiz sessiz ama gözler çeşme! Ve yapamadım. O zaman iki sekreter kız vardı.
“Kızlar ben yapamayacağım, bırakamayacağım.”
Ve böylece tekrar evimize gittik. İsim koymamıştım “Bebecik” diyordum. Sonra birkaç isim değişikliğiyle "Bücürük" koydum ismini. On yıl oldu. İyi ki, o gün onu orada bırakamamışım. Bu arada o küçük kızın ismi Ebru. Hiç unutmuyorum. Birkaç kez okula giderken, okuldan dönerken rastlaştık. “Kedi nasıl?” diye sordular ve gözüm gibi baktığımı, kocaman olduğunu öğrenerek sevindiler.
Kayıp Balık Nemo'dan tanıdığımız Palyaço balıklarının şaşırtan özellikleri olduğunu ...
Amerikan New York Times gazetesinin geçen hafta içinde yayımladığı makaleye ...
Kediler için beslenme sağlıklı bir hayat geçirmeleri için önemli bir husustur. Bir kap ...
İngiltere'nin Kedi Katliam Planı Ortaya Çıktı İngiltere'de hükümetin, koronavirüsün ...
Kedi kumu seçerken nelere dikkat etmeli ve temizliği nasıl yapılmalıdır? Kumun kokmaması ...
“Namı diğer Veysel the blind Ninja. Tıpkı ben!” Yıllar önce (Linda Mayıs 2009 olduğunu ...
Lakabı ‘siyah panter’ olan Bombay kedileri 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Amerikan ...
Evcil hayvanlar bulabildikleri tüm besini depolamak üzere programlandıklarından gereğinden ...
Sevgi, canlılara sunulmuş muazzam bir hediyedir. Amansız bir yaşam savaşının döndüğü bu ...
1983 yılında Eskişehir’de doğdum. Lisans eğitimimi İstanbul Teknik Üniversitesinde, ...
Bir kediyle beraber yaşamak bazı sorumlulukları beraberinde getirir. Evcil dostlarınızın daha ...
Doğumun bitmesinden birkaç saat sonra yavrular annelerini emmeye başlarlar. Annenin yavru ...
Sokaklarda en sık karşılaştığımız kediler arasında üç renkli olanların tekir kedilerden ...
Kitap bakmaya gittim. Dergi reyonunda bakınırken aynen resimdeki gibi Kedici dergisi önünde ...
“Vücudun oksijen gereksiniminin sağlanması konusunda kedilerin solunum sistemi insanlarınkine ...
Düzce’de Recep Çakır'ın evden kaçan kedisi 'Leydi', bir gün sonra yağ bakımı için ...
Bazı kediler doğuştan, bazıları ise sonradan bir kaza veya travma sonucu meydana gelen ...
Kedinizle bir yola çıktınız, artık beraber yaşamaya karar verdiniz. Ama bir şey eksik minik ...
Kırıkkale’nin Delice ilçesinde hayata geçirilen proje kapsamında sokak hayvanlarını evlat ...
Bazı kediler ayna ile ilk karşı karşıya geldiklerinde agresif davranışlar sergileyebilirler. ...
Yeni bir eve taşınmak sizin için heyecan verici bir deneyim olabilir, ama muhtemelen kediniz ...
Kedilerin çoğunluğu çokta sosyal olmayan, sürü psikolojisinden uzak yaşayan canlılardır. ...
Sahipsiz sokak köpeklerine yönelik kanun teklifinin kabul edilmesiyle birlikte kamuoyunda, ...
Kedilerin kemirgen arkadaşları ile eski bir rekabeti olsa da, birçok Kedici hala merak ediyor: ...
Bir kediyle bağ kuran herkes, onun güzelliğini ve çekiciliğini yüzlerinden çok daha derine ...
Yatak odasında evcil hayvanların bulunması, uyku ortamını uykuyu etkileyebilecek şekilde ...
Her zaman söyleriz; bir kap su, bir kap mama hayat kurtarır. Bu bilincin artıyor olması ile ...
Karma aşı; 2 aylık olan ve 1 kilogramın üstündeki her sağlıklı minik kediye mutlaka ...
Kanada’da hayvan sağlığı teknolojisi şirketi Sylvester.ai, bir kedinin acı hissedip ...
Erteleyip durduğunuz o korkunç gün geldi: Veteriner hekim ziyareti! Randevu saatinden önce ...
Kediniz dışarıya çıkıp sonra eve gelen bir kedi ise pirelerle başı biraz dertte olabilir. ...
"Ne yerseniz osunuz” derler. Gerçekten de yediklerimizden oluştuğumuzu söyleyebiliriz. Ama ...
Kendini göstermeyen İngiliz duvar ressamı Banksy, bir kedi resmiyle hayvanlar serisini ...