Kediler Koruyucu Mudur?
21.09.2023Köpeklerin en bilinen özelliklerinden birisi ırkından bağımsız olarak sahiplerine karşı ...
Amerikan ilmi Araştırmalar Enstitüsü
(ARIT/American Research Institute in Turkey) Ankara ve İstanbul’da bulunan ve
daha çok arkeoloji, sanat tarihi, antropoloji gibi sosyal bilimlere yönelik
çalışmaların yapıldığı bir araştırma merkezi. Son zamanlarda buranın Ankara
merkezini daha özel kılan şey ise kütüphanenin yeni üyesi Kubaba kedi.
Arkeoloji bölümü yüksek lisans öğrencisi
olarak zaman zaman kütüphanesinden yararlandığım Amerikan İlmi Araştırmalar
Enstitüsü’nün direktörü Dr. Elif (Denel) hanımla, zaman buldukça gönüllü olarak
çalıştığım Kedi Hastanesinde karşılaştım. Kendisi, ARIT’in direktörü olmasının
yanı sıra Kanada’daki Toronto Üniversitesinden Prof. Dr. Timothy Harrison’ın
kazı başkanlığı yaptığı Hatay’da bulunan Tayinat Höyük’te kazı başkanı yardımcısı.
Kazılar sırasında buldukları ve evlat edindikleri Kubaba kediyi muayene ve
aşıya getirmişlerdi.
Ayaküstü kısa sohbetimiz sırasında minik
Kubaba’nın ilginç hikayesini öğrendim ve bu güzel hikayeyi sizlerle paylaşmak
için kendisine röportaj yapmayı teklif ettim. Röportaj teklifimi kırmayan Elif
Hanım ile ARIT kütüphanesinde keyifli bir sohbet ile Kubaba kediden ve onun
kütüphanedeki yaşam ile biraz da arkeolojiden söz ettik.
Kubaba’dan önce sizleri ve burayı
tanıyabilir miyiz?
Arkeolog olarak arazide devamlı
hayvanlarla iç içe oluyoruz. Daha önce bir takım arkadaşlarımız kazılarda kedi
köpek sahiplenmişlerdi bu sefer bize nasip oldu diyelim kedi bulmak.
ARIT 1964’ten beri Türkiye’de var olan bir
enstitü ve İstanbul ile Ankara’da olmak üzere iki şehirde mevcut. Benden önceki
direktörlerin zamanında da burada kediler olmuş fakat önceki dönemlerde ARIT
pek çok kez adres değiştirdiği ve bulunduğu binalar da daha çok bahçeli yerler
olduğu için içeri girip çıkan kediler olmuş. İlk defa böyle devamlı içeride olan
bu kedimiz oldu, kütüphane kedimiz.
Peki, Kubaba ile nasıl tanıştınız?
Bu yıl kazı evinde olan değişikliklerden
dolayı bir süre Hatay’da Mustafa Kemal Üniversitesi’nin misafirhanesinde
kalalım dedik. Ben kazıya birkaç gün geç gittim ve ilk geldiğim günün akşamı
minibüsü park ettiğimiz yerde, Asi Nehri’nin hemen yanındaki yol kenarında
birisi, “Ay bu ne!?,” dedi. Bir baktık bizimki küçücük minicik bir halde bir
kenarda büzüşmüş duruyor yanında da ölü kardeşi var. Tabii görüntü karşısında
mahvolduk. Gecenin bir vaktiydi, gittik, ama ben bütün gece rüyamda onu gördüm.
Kazımızda Rana adında kedilere ilgisi olan Lübnanlı bir öğrenci de vardı,
onunla da yeni tanışmıştık. Sabah kalktığımızda birbirimize baktık, ve “The
Cat,” dedik ve hemen koşa koşa gittik. Bizimki güneşin altında, yol kenarında
gene büzüşmüş bir halde miyavlıyor, baktık olacak gibi değil, kaptık geldik. O
noktadan beridir bizimle. İki ay boyunca kazıda bizimleydi, ondan sonra benimle
Ankara’ya geldi.
Kubaba’nın ilk günleri nasıldı?
Çok zayıftı, hemen beslemeye başladık.
Biraz mama verdikten sonra yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Zannedersem
mantardan tüylerinin bir kısmı dökülmüştü. Burnunda tırmalama yarası da vardı,
bir kediden herhalde dayak yemiş. Onu bir odaya koyduk, amacımız onu biraz ayağa
kaldırıp sonra bırakmaktı. İşte onu bir odada beslemeye başladık. Sonra odanın
kapısını daha çok açmaya başladık. Derken günlük hayatımıza girdi kendisi yavaş
yavaş.
Kubaba’nın kütüphanede bir günü nasıl
geçiyor?
Bunu kütüphanecimiz Özlem Eser daha iyi
biliyor.
Burada sohbetimize Özlem Hanım da
katılıyor.
Ö.E.: Süreçler halinde gelişti. İlk
zamanlar daha çok benim üstümdeydi. İlk günlerde kucağımda, üstümde, masamda
duruyordu, sürekli bir ten teması istiyordu, ama şimdi daha böyle bağımsız,
daha hareketli olmaya başladı. İlk başta şaşırmıştık ne yapacağımızı, ama şimdi
alıştık, o da kütüphaneye alıştı, iyiyiz şimdi.
E.D.: Oyun oynamayı seviyor. Ona kağıttan
toplar yapıyoruz, yakalıyor sonra geri getiriyor, tıpkı köpek gibi, tekrar
atıyoruz. Ancak bunun için modunda olması gerekiyor, bunu her zaman yapmıyor.
Ö.E.: O istediği zaman o istediği şekilde
olacak, bizim istediğimiz zaman değil.
E.D.: Biz de onu bir tanrıça olarak
görüyoruz zaten!
Tanrıça Kubaba
Kediyi bulunca Rana ile ne isim verelim
diye düşünürken, Kubaba olsun istedik. Kubaba, Erken Demir Çağı’nda, belki Geç
Tunç Çağı’nda da Kuzey Suriye, Güneydoğu Anadolu’da, daha sonra Demir Çağı’nda
Kibele olarak taıdığımız ya da Lidya bölgesinden Kübebe olarak bildiğimiz Ana
Tanrıça’nın öncüsü. İlginç olan ise, bu yıl onu bulduktan kısa bir süre sonra,
kazılarda Erken Demir Çağı’na tarihlenen Tanrıça Kubaba olma ihtimali olan
büyük bir kadın heykeli bulduk. Tabii bu heykel bir kralın eşi ya da atası
olabilir, henüz net bilmiyoruz, inşallah önümüzdeki yıllarda çözeceğiz ne
olduğunu. Ama sonuç olarak kedi Kubaba’nın bize uğur getirdiğine karar verdik.
Oldukça heyecan verici...
Bulduğumuz heykel şu açıdan önemli;
birincisi, bazalttan yapılan Demir Çağı’na ait heykeller çok fazla bulunmuyor;
ikincisi, kadın heykelleri çok yok. Kabartma olarak Karkamış, Hama gibi
yerlerden biliyoruz. Kuzey Suriye’de Tell Halaf’ta da var büyük ihtimalle
tanrıça ya da ölmüş atalara ait kadın heykelleri. Bizim kazımızda da oraya
çıkması, yayılımını görmek açısından önemli bir gelişme. Bulduğumuz kadın
heykeli de daha önceki senelerde bulduğumuz heykellere nazaran bilinçli olarak
yerinde parçalanıp atılmış. Parçalarını da sistematik bir biçimde topladık,
şimdi heykelin konservasyon çalışmasını yapacağız. Buradan şu yorumu yapabiliyoruz,
antik dönemde bir şekilde bir rejim değişikliği olmuş. Tahminimiz, Asurlular
gelip orayı ele geçirdiği yönünde. Bu kadın heykelini özellikle parçalamışlar.
Fakat daha önceki kazı çalışmalarında kral heykeli bulmuştuk, kadın heykelinin
aksine onu parçalamamışlar, sanki onun devamlılığını sağlamak istemişler. Kral
heykelin gömüldüğü yer ise bir tapınağın önü. Üzerine basıp tapınağa girerek,
“Bak seni öldürmüyoruz, sen sonsuza kadar üstünden geçmemizi izleyeceksin”, der
gibi bir durum var, ama kadın heykelinde durum daha farklı görünüyor, bir
şekilde şiddete maruz kalmış.
Kütüphaneye gelenlerin tepkileri nasıl
peki?
Ö.E.: Şimdiye kadar kötü bir tepki olmadı.
Kubaba insanlarla ilgili, ama öyle rahatsızlık vermiyor. Zaman zaman alerjisi
olan ya da korkanlar olabiliyor, o zaman uzak tutuyoruz. Bazen komik durumlar
da olabiliyor, mesela fotokopi çeken bir kişinin kitabının üstüne yatmıştı, o
kişi nazikçe onu göndermeye çalışmasına rağmen gitmemişti bizde onu alıp
başka yere koymuştuk, ama yine gidip kitabın üstüne yatmıştı.
Her kedinin karakteri farklı oluyor,
Kububa nasıl bir kedi?
Bir çalışma yapılırken içinde olmak
istiyor. Mesela kazı sırasında seramik çizimleri yaparken seramiklerin içine
girmeye çalışıyordu ya da ben seramiklerin torbalarını almaya gittiğimde
oturduğum koltuğa yatıyordu. Birkaç kere ben geri dönüp sandalyeme otururken ne
yazık ki çok kötü olmasa da ezildi altımda farkında olmadan. Ayrıca kuşlarla
konuşuyor, peşlerinden gider diye –ARIT üçüncü katta olduğundan- balkon
kapısına tel yaptırdık. Balkona ancak birileri ile çıkıyor. Bu şekilde güvenlik
önlemleri alıyoruz. Bunların yanı sıra çok komik bir kedi, mesela bazen yengeç
gibi yürüyor, bazen yürürken zıplamaya karar veriyor. Saklanıp birileri
geçerken patilerini vuruyor insanlara. Bazen de taşıma kutusunun içine girip
kapıyı çekip kapatıyor, “Rahatsız etmeyin beni,” der gibi. Yemeğini daha sonra
yemek istiyorsa mama tasının yanına patisiyle birkaç kez vuruyor.
Kubaba’nın bu güzel hikayesini Kedici
okurları ile paylaştığınız için teşekkürler.
Köpeklerin en bilinen özelliklerinden birisi ırkından bağımsız olarak sahiplerine karşı ...
Dumanlı pars (Neofelis nebulosa) veya Bulutlu leopar, kedigiller (Felidae) familyasından ...
Bilim insanları evcil hayvanların farklı kelimeleri algılayabildiğini ama onlara derin ...
4 kulaklı doğan kedi büyük ilgi odağı oldu. Mavi Rus cinsi olan kedinin en yakın ...
Bizim gibi elleri, ayakları, iç organları, beyinleri, kulakları, burunları, gözleri, ...
Kedilerin yemeğe ne kadar düşkün olduğunu hepimiz çok iyi biliriz, hatta bazıları oyuncak ...
Çoğu kedi bilindiği gibi seyahat etmeyi çok sevmez, genellikle kendi bölgelerine güçlü bir ...
2021 yılında The Swiftest tarafından düzenlenen Hayvan Hakları Endeksi’ne göre, hayvan ...
Engelli bir kedi düşündüğümüzde genellikle; üç ayaklı, görme engelli veya felçli bir ...
Rusya’nın başkenti Moskova’da sahipsiz kedilere ev sahipliği yapan çalışma ofisi "Kedi ...
Araştırmacılar “Bulgularımız, kedi sahiplerinin depresif, endişeli veya yalnız olduğu ...
Ayasofya’nın ibadete açılma hazırlıkları yapılırken 16 yıldır Ayasofya’da yaşayan ...
Kırıkkale'de bir personel tarafından İl Milli Eğitim Müdürlüğüne getirilen "Mebbis" ismi ...
Japonya'daki Aoshima adası artık 'kedi adası' olarak anılıyor. Önceleri fareleri yakalamak ...
Yavru kediyken bir kutuda nehre atılan kedi, onu kurtaran ve evine alan sahibinin epilepsi ...
Tüm memelilerde olduğu gibi, kulak kedilerde de işitme görevini yapan ve denge organını ...
Kedilerin burun izleri, tıpkı insanların parmak izleri gibi farklıdır. En önemli duyu organı ...
Kedileri çok bağımsız canlılar olarak düşünseniz bile, onları evde yalnız bırakmak ...
Siyam kedilerine benzerliği ile bilinen Balinese kedileri güzel parlak gözleri, enerjik ...
“E benim güzel hemcinsim, sana böyle mi öğretildi? Senin o kedi dediğin, o evin sahibi, sen ...
İnsanların büyük çoğunluğu gün içinde az ya da çok olsa da müzik dinlemektedir. Peki ...
Kediler için taze su önemlidir. Bu durumda su şelalesi ya da su pınarı iyi bir fikir olabilir. ...
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde, Sokak Hayvanları Tedavi, Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi ...
Her yıl dünyanın çeşitli şehirlerinde aynı anda düzenlenen CatVideoFest (Kedi Videoları ...
Kedilerin içgüdüsel davranışları kadar psikolojik davranışları da vardır. Kediler bir ...
Kedilerin günde 20 saate kadar çıkabilen uyku düzenleri vardır. Evin her köşesinde ...
1985’in sonunda atölyemi kurdum. 15 yıldır hiç durmadan çalışıyorum. Hayatım boyunca ...
Kedici olmanın, onlarla birlikte yaşamanın “faydalarını” kedicilere anlatmaya gerek yok. ...
Ama kışın beni kim sevecek? Kime şımarıp taklalar atacağım. Kimin balkonuna begonvilden ...
Kanada’da yaşayan Joey adlı kedi, elektrikli güvecin yandığını fark ederek Pazar sabahı ...
Düzce’de Recep Çakır'ın evden kaçan kedisi 'Leydi', bir gün sonra yağ bakımı için ...
Sosyal medyada bir kişinin, Cebrail Mahallesi Fatih Caddesi Saadet Apartmanı’nın 5’inci ...
Polonyalı bir bilim enstitüsü, ulusal 'istilacı yabancı türler' veri tabanına evcil kedileri ...