Yetkililerden Marmaris açıklaması: Can kaybı YOK Tarkan Özçetin: Can kaybı ÇOK
25.06.2022Dergimize açıklamada bulunan OHHAD Başkanı Dr.Özçetin " Biz veteriner hekimlerin temel işi ...
Son yıllarda Türkiye'de ve Dünya'da Kedilerin popülaritesi hızla arttı birçok yazar kedi hikayeleri, romanları yazıyor, bazı ressamlar sadece kedi resmi yapıyor, bazı tablolarda da kediler gözle görülür yer işgal ediyorlar.
Eski dışişleri bakanımızın kedisi röportajlara konu oluyor ve resepsiyonlarda yer alıyor, başka bir eski dışişleri bakanının kedisi de boy boy fotoğraflarla gazete sayfalarımızda görülüyor. Siyasilerin kedileri yeni yıl mesajları veriyor, biz de psikiyatrik literatürde kedi insan ilişkilerini araştırarak, 'Pet Terapi'yi gözden geçirdik ve literatür ışığında hastanemizde kedi hasta ilişkilerini değerlendiren bir ön araştırma yaptık. Toplumda kedi köpek gibi ev hayvanlarının insanlar için çok özel bir yeri var. Bu hayvanlar evde bir mal olarak düşünülmeyip ailenin özellikli bir üyesi olarak kabul ediliyorlar bu özellikleri onların non-verbal ifade yeteneklerinden doğmaktadır.
Hayvanlar insan hayatında çeşitli roller oynarlar önceleri sadece engelli bireylere yardım ve rehberlik için köpekler kullanılırdı. Daha sonra bakım evlerinde yaşlılar, mental retardeler, kronik psikotikler için pet programları, yalnız yaşayan yaşlılara pet tavsiye edilen programlar, petlerle ziyaret programları, yunuslar ve maymunların terapiye yardımcı olarak kullanılması pet terapiyi geliştirdi.
1953'de Psikiyatrist Boris Levinson köpeğiyle muayenehanesinde otururken randevusu olmayan bir genç hastası annesiyle gelir. İçine kapalı otistik ve mutistik olan bu genç hasta, köpeğe ilgi gösterir ve köpekle iletişim kurduğu doktorun dikkatini çeker Köpek, hasta ile terapist arasında katalizör rolü oynar ve bir tedavi ortamının kurulmasını sağlar. Daha sonra Dr. Levinson bu köpeği çocuk hastalarıyla terapötik yakınlaşmanın sağlanmasında yardımcı olarak kullandı. Dr. Levinson'ın çalışmalarını yayınlamasıyla pet terapi resmen başladı. 1970'lerde Sam ve Elizabeth O'Leary Corson, içe dönük adölesan hastalarla köpeklerin arkadaşlığını sağladı. Çalışmaya katılan elli hastadan kırk yedisinde düzelme ve iyileşme tespit ettiler. Samuel Corson bakım evindeki deprese yaşlılara, oyuncu bir terrier’in canlılık ve rahatlık getirdiğini, dış dünya ile ilişkilerin artırdığını, Psikiyatrist Michael Mc Culloch hastanede bulunan petin deprese hastaların moralini artırdığını ve espri anlayışlarını ortaya çıkardığını söyledi ve bu hastaların ilaç gereksinimleri azaldı. Boris Levinson ve Corsonlar pet terapide klasikleşmiş öncüler oldular.
Pet terapi, en çok emosyonel ve sosyal isolation, şizofreni ve fobilerin desensitizasyonunda kullanıldı. Bu tedavide en çok kullanılan hayvanlar köpekler olup daha sonra kediler, balıklar ve kuşlar gelmektedir. 1966’da "Co-therapist olarak köpek" isimli ilk makale yayınlandığında gülümsenerek karşılandı. Fakat şimdi pet terapi bazen şüpheyle karşılanıyorsa da hiçbir zaman gülünmüyor. Levinson'a göre, petler psikoterapinin başlangıç ve sonraki seanslarında terapist ve hasta arasındaki yakınlaşmayı teşvik ederek tedaviye katkıda bulunuyorlar.
Hayvanın takdim edilişi, konuşmayı başlatarak dikkati hayvan üzerine çekiyor ve anksiyeteyi azaltıyor, bu sayede başlangıçta bir ilişki kurulması terapinin gayelerine daha uygun oluyor. Bir kere hasta terapist uyumu oluşunca konuşmakta tereddütlü olan hastanın açılması başlar. Petlerin okşanmaya izin vermeleri de, dokunma duygusunun sağladığı güvenle, derin duyguların ifade edilmesini kolaylaştırır. Ziman 1988 yılındaki çalışmasında kedi sahiplerinin daha düşük depresyon, anksiyete ve uyku bozukluğu skorlarına sahip olduklarını tespit etti.
Son zamanlarda Suzanne Robb ve arkadaşları bazı objelerin sosyal davranışlara katalizör rollerinin etkilerini incelerken, köpeklerin dolu bir şişe şaraptan fazla konuşmayı canlandırdığını, gülmeyi ve gevşemeyi sağlayıp hostiliteyi azalttığını tespit ettiler.
Biz bir ön araştırma olarak SSK Erenköy Ruh Hastalıkları Hastanesi kadın servisinde bir kedinin yatan hastalar üzerindeki etkisini inceledik. SSK Erenköy Hastanesi, büyük bir bahçe içinde yerleşmiş, iki katlı birkaç binada kurulmuş olup, hastaların ağaçların altında rahatça gezinip güneşlenme imkanları vardır. Kliniğimizde çoğunlukla psikotik hastalar yatar ve kronik psikozlar çok görülür.
Nisan 1994 - Aralık 1994 ayları arasında kliniğe yatan DSM III R tanı kriterlerine göre depresyon, şizofreni ve iki uçlu duygulanım bozukluğu olan 62 kadın hasta bu çalışmaya alındı. Hastanemiz bahçesinde doğan, çalışanlar tarafından beslenip korunan, halen iki yaşındaki Refo isimli siyah bir kedi ile hastaların ilişkileri, hemşire, psikolog ve doktorlar tarafından gözlenerek tartışıldı ve değerlendirildi. REFO servis doktorunun odasında, bir iskemlede genellikle uyuyor, balkondan gidip geliyor, çok temiz ve sağlıklı bir kedi. Veteriner kontrolünde, muntazam aşıları yapılıyor. Tanımadığı, kendisine yaklaşmayan insanlara yaklaşma huyu yok. Ancak okşandığı zaman bunu sevgi ile kabul eden, negatif tepki göstermeyen daima sakin bir kedi. Çalışmaya alınan 62 hastanın 38 tanesi ilk defa hastanemize yatıyordu. Bunların 26 tanesi evvelce hiçbir psikiyatri hastanesine yatmamıştı. Altmış iki hastadan dört tanesi hariç hepsi kediye sevgi ve ilgi ile yaklaştılar. Hemşirelere ve doktorlara başlangıçta göstermedikleri güler yüzü ona gösterdiler. Her sabah muayene odasına girdiklerinde onunla ilgilendiler, orada bulunmuyorsa onu sordular.
Daima, Refo'nun beslenmesini üstlenen üç dört genç kız bulundu. Mutfaktan ona yemek getirdiler, gidip gelmesi için balkon kapısını açık tuttular, odaya uğramadığı günlerde bahçede uzun süre onu aradılar. Bu hastaların çoğu uğraşı odasına girmeye gönüllü olmayan, hatta TV seyretmekten zevk almayanlardı. Gözlemlerimizde ilk dikkatimizi çeken, hastaneye henüz yatan insanların doktor odasına ilk girdikleri zaman kedinin varlığını ilk fark ettiklerinde çok kısa bir şaşkınlık anı geçirip, sonra negativistik tutumlarını değiştirdikleri, Refo’ya sevgi ile baktıkları ve yumuşak dostça ifadeyle yaklaştıkları oldu. İradesi dışında hastaneye yatırılmış ve bunu reddeden, itiraz edip, bunu tartışıp hastaneden çıkmak amacıyla doktor odasına giren altı hasta, o sırada tesadüfen iskemlenin üzerinde uyumakta olan REFO’yu görünce onunla konuştular, "kediyi okşayabilir miyim?" dediler ve kedi üzerine ufak bir tartışmadan sonra, hemşire ile yattıkları odayı görmeye gittiler. Hastaların hiçbiri kedi ile iletişim kurmaya yöneltilmedi. Hepsi kendileri doğrudan kediye yaklaştılar; kediye ilgi gösterdiklerinde "sevdin mi kediyi" diye bir soru soruluyor. Bundan sonra da konuşma başlıyordu. Sadece dört hasta kediyle görünür bir iletişim kuramadılar. Bunların ikisi çok ağır depresyondaki orta yaşlı hanımlardı ki, biri birkaç ay sonra süisit girişiminde bulundu. İki tanesi de aşağı zekâ seviyesinde, kediden korktuklarını söyleyen şizofren genç kızdı. Zamanla Refo kliniğin bir çalışanı kabul edildi. O da korunma ve okşanma ihtiyacıyla toplumdaki yerini aldı. Her yaklaşana aynı ilgiyi ve anlayışı gösterdi.
Kadın hastalar Refo'yu serviste birçok hakları olan ve hakları tartışmasız kabul edilen bir çocuk gibi gördüler. Aileyle ve hastane çalışanlarıyla konuşmayan, maskeli bir yüzle odaya girip çıkan bir genç şizofren, ziyaret günü annesiyle odaya girdiğinde kediye yöneldi, yüzü aydınlandı ve "Refo bak anneanne gelmiş" dedi. Haftalardır kızının negativizmine ve mütizmine muhatap olan anne bu mesajı fark etmedi bile. Refo'nun odada bulunmasıyla soğuk hastane ortamı sıcak bir ev ortamına dönüşüyor ve hastaların korkusu azalıyordu. Bu şekilde tedavi ekibine güvenleri sağlanarak tedaviyi kabul etmekteki tereddütleri azalıyordu. Hastalar Refo ile ilişki kurarak diğer hastalarla ilişki kurmaya, pozitif duygularını göstermeye başladılar. Aynı şekilde çalışanlarla da daha olumlu yaklaşımlar sağlandı. Duyguları hayvanlara ifade etmek, insanlara açmaktan çok daha kolay ve kabul edilebilir oluyor. Kedi ve köpekler her zaman yakınlaşmaya açık duruyorlar, fiziki kontakt kurmayla hastalara daha yeni ümitler yaratıyorlar. İnsanlar petleri yakın akraba sayıp, birçok hakları olan çocuklar gibi davranıyorlar.
Petler sınırsız sevgi, duygu, dostluk kaynağı olup, yargılamazlar ve şartlar ileri sürmezler. Refo hastada insiyatif ve sorumluluk almayı geliştirip, klinikte farklı bir rol kazanmasını sağlayıp depresyon ve anksiyeteyi azaltıyor. Refo’ya karşı duygular basit, net ve ambivalanstan uzak olarak gözlendi. Hastaların, kullanmadıkları duygu, şefkat, yumuşaklık ve empati kapasitelerini dışarı çıkardı. Çalışma sırasında klinikte Refo’ya kötü davranan, onu küçümseyen hastaya rastlanmadı. Servis personeli hastaların Refo'ya ilgisini fark ediyorlardı. Ve önceleri buna şaşırdılar.
Evvelce bahsedilen dört hasta hariç 58 hastanın hepsi Refo ile ilgilendi. Bazılarının ilgisi ve yakınlığı daha kuvvetliydi. Bazıları onunla oynuyor. Bir kısmı da canları sıkıldığında Refo’yu kucaklarına alıp öylece oturup sakinleşmeyi bekliyorlardı. Refo'ya oyuncak yapanlar da oldu. İlginçtir ki; serviste yatan hastaların hiçbiri Refo'dan şikayetçi olmadı, ona gösterilen ilgiyi kıskanmadı. Yapılan görüşmelerde servis personeli, Refo'nun kliniğe sıcaklık espri, hoşgörü ve iyimserlik getirdiğini, gerginliği azalttığını, serviste ev atmosferi yarattığını söylüyorlar.
Dergimize açıklamada bulunan OHHAD Başkanı Dr.Özçetin " Biz veteriner hekimlerin temel işi ...
Kediler etobur canlılar olmalarına rağmen bazen kedilere sebze de verebiliriz. Hatta ...
Çoğu insan kedilerin gizemli ve ifade gücü olmayan hayvanlar olduğunu ...
Diyarbakır’da deprem nedeniyle çöken iş merkezinin enkazından bir kedi ...
Çanakkale'nin Çan ilçesinde yürekleri ısıtan bir olay, eski granit fabrikası yakınlarında ...
İngiltere'de diyabet hastası sahibini bilinçsiz gören kedi, hayatını kurtardı. Kedinin bu ...
Bir kedi bir süperbilgisayara göre yüzleri çok daha hızlı tanıyabiliyor. Bundan yola çıkan ...
Royal Canin'in başlattığı "Kedinizi Veteriner Hekimine Götürün" sosyal farkındalık ...
ABD'deki Johns Hopkins Hastanesi'nde görevli bilim insanı Robert Yolken liderliğinde yapılan ...
Kediler ikiz doğabilir ve bu sadece DNA testi ile anlaşılır. Genetik haritalandırma zor ve ...
Hatay’da çöken duvar ile tavan arasında sıkışan üniversite öğrencisi Kerem ...
Kedileriniz çok sevse de bazı nesnelerle oynamasına asla izin vermemelisiniz. İpler, ...
Hatay’da 103 saat sonra ekiplerin “Sesimi duyan var mı” çağrısına havlayarak yanıt ...
Sudan'ın başkenti Hartum'dan havalanan bir yolcu uçağı, içeriye nasıl girdiği bilinmeyen ...
Evimizin neşesi kedilerimizin ortalama ömürleri 12 ile 18 yıl arasında. Cat Hospital Kedi ...
Muğla, Bodrum, Marmaris, Datça, Kütahya, Emet, Osmaniye, Antalya, Manavgat, Akseki, Kayseri, ...
Günümüzde en çok evimizde bizimle yaşayan canlıların başında gelen muhabbet kuşlarının ...
SOKAKTAKİ CANLAR İÇİN BİR KLAVUZ Ne yazık ki tüm kediler evde yaşayan dostlarımız ...
Wisconsin Waukesha'daki Carroll Üniversitesi'nde psikoloji doçenti olan Denise Guastello ...
Kırım'da Yasha adındaki kedi, bahçede bulunan 7 kirpi yavrusunu yanından hiç ayırmıyor. ...
Boğaziçi Üniversitesi Hayvan Barınma Merkezi’nin (BUPaws), gönüllülerin itirazlarına ...
Bilecik’te Ertuğrulgazi Lisesi’nin bahçesinde yaşayan ‘Gece’ isimli kedinin dünyaya ...
Tüm Türkiye, İzmir depreminde enkaz altında kalanlardan gelecek güzel haberleri bekliyor, umut ...
1968 yılında İstanbul’da doğdu. Sırasıyla Işık Lisesi, Beşiktaş Lisesi ve Anadolu ...
Ankara’ da ilk kedi konseptli bir kafe… Bir çok kediye ev sahipliği yapan, lezzetli ...
Kedinizin marula olan sevdasına hiç şahit oldunuz mu? Lavaboda yıkanmayı bekleyen ...
Cat Hospital Kedi Hastanesi Başhekimi Süleyman Seringen Kedici okurları için ...
Kanada’da hayvan sağlığı teknolojisi şirketi Sylvester.ai, bir kedinin acı hissedip ...
Kedilerin pati bakımı çok önemli bir konudur! Her şey yolunda gitse de gözden kaçan bir ...
Kedilerde kulak temizliği, çoğunlukla düzenli olarak gerçekleştirilmesi zorunlu olmayan bir ...
Memur çift, sahiplendikleri 9 köpek ve 3 kedinin daha iyi şartlarda yaşaması için bahçeli ...
17 yıl önce Hannah Ramswick-Fuller ve ailesi, komşularını yeni yavru kedileriyle oynamak ...
CBC kanalının, “Windsor Morning” programı yapımcısı Tony Doucette, saygın bilim insanı ...