YENİLER >

Psikolog Almina Karagülle Röportajı - Seda Tuncel

Kedi aşığı bir psikolog Almina Karagülle.. Bu mesleği seçerken kediler, davranış bilimlerine yönelmesinde çok büyük bir etken olmuş. Biz de Kedici Dergisi okurları için Almina Karagülle ile kısa bir röportaj gerçekleştirerek kedilerin iyileştirici gücü hakkında konuştuk..

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar, ben Psikolog Almina Karagülle. İzmirde doğan; doğayla ve canlılarla bir yaşamayı seven, sanat ve iletişim düşkünü ,canlılık aşığı bir insanım. İçimdeki çocuğu yaşatırken en büyük motivasyon kaynağım her zaman kediler oldu. Psikoloji bölümünün ilk yılında herkese alana ilgi duyma hikayeleri sorulduğunda anlattığım hikaye de bu yüzden çok gülerek karşılanmıştı. Bahçeli bir evde yaşayınca sürekli kedileri ve kedi davranışlarını izlerdim. Muhtemelen geçici yuva olduklarımla beraber yirmi üzerinde kedi annesi olmuşumdur. Kedilerin aile bağları, duygu yansıtmaları ve tepkileri, davranış bilimine ilgi duymamda ilk basamaktı. Sonrasında insanlarla karşılaştırmalara başlamamla birlikte ilgim bu konseptin insanlar kanadına kaydı. Bilişler, duygular ve düşüncelerin ağını ören psikolojiyle tanışmamla kendimi buldum diyebilirim. Sadece bir kendini keşif değil iyileşme kapısı da sundular bana. İnsanız tüm renkteki duygular bizim için; yeri geldi evdeki en iyi terapistim de kediler oldular. İki yıllık alan tecrübemde de gerek metaforlarla gerekse gerçek anlamda kedi ve kedi ruhunu iyileşmeye dahil ettim.

Evcil dostunuz var mı? Varsa tanışma hikayenizi dinlemek isteriz :)

Birden çok evcil dostum var. Bal hanım, Kara, Nimras ve Paşa bey. En büyük dedemiz Paşa. 8 yıl önce bahçemizin sundurmasında doğdu. Epey saf bir oğlandı. Dört ayağının üzerine düşemeyen kedilerden. Diğer kardeşleri zamanla sokağa açılırken o bizi tercih edince yollarımız ayrılmadı. Nimras da bir başka bahçede doğan beyimiz, o da 4 yaşında. Çok uysal ve sevgi doludur. Kara maalesef sokağa atılmış üç haftalık bir bebekti. Onu da ailemize dahil ettik ama ısırma huyundan vazgeçiremedik. Epey bir saldırganız. Bal hanım da 6 aylık sinirli kısa kuyruğumuz. Kaza sonucu kuyruğunun çoğunu kaybetmiş ve bu sebepten de biraz agresiflik üzerinde kalmış. Her şeyi yıkar döker ama onun o bıcırıklığını da seviyoruz.

Bir psikolog olarak pet terapi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yaş fark etmeksizin yararlı olacağına kanaat getirdiğim bir yönelim. Çocukların hayvanlara karşı davranışı onların ruh sağlıklarını gözlemlemek için muhteşem bir doğal ortam olabilir. Aynı zamanda stres düzeyini azaltırken, karşılıksız sevgi, güven ve sıcaklık sunar. Hele ki şu kendi kendimizle kaldığımız günlerde daha da değerli olan o yoldaşlık hissini sonuna kadar tattırır.

Pet terapi nedir? Nasıl uygulanır? Kedilerin insan psikolojisi üzerinde olumlu bir etkisi var mıdır?

Aslında bu literatür dilinde “Hayvan Destekli Terapi” olarak karşımıza çıkıyor. Adından da anlaşılacağı gibi terapinin ana hedefine ulaşmak için bir destekleyici. Ruh sağlığı üzerinde iyileştirici gücü kanıtlanan insan ve hayvan etkileşimini teşvik ediyor. Yapılan bir araştırmada bu terapi desteğinin fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik hallerinin iyileştirilmesi ve korunmasında olumlu etkisi olduğu gösterilmiş.

Hayvan destekli terapinin yaygın gelişimsel bozukluk, kanser, Alzheimer, demans, yalnızlık, anksiyete ve depresyon gibi birçok hastalık ve bozuklukta tamamlayıcı bir terapi olarak kullanıldığı da bilinmekte. Tabii ülkemizde uygulaması da hakkında yapılan çalışmalar da oldukça az. Yurt dışında seansın içinde terapi köpeği kullanan terapistler dahi var. Bu dostlar üzerinden betimleyici hikayeler sunuluyor, aynı zamanda insanların duygu ve beden diline olan duyarlılıkları güven ve rahatlık hissi sunuyor. Bu yaklaşımın el kitabında köpek, kedi, kuş ve atlar yer alıyor. Ülkemizde ise seans dışında destekleyici görevdeler. Özellikle çocukluk çağında empati, sorumluluk gelişimi; depresyon gruplarında da duygudurumu iyileştirici etkisi kullanılmakta. Sorunun cevabı da verilmiş oldu aslında , kesinlikle kedinin bilimsel olarak da desteklenmiş olumlu etkileri var. kalp atışının dengelenmesi, kortizol seviyesini düşürme, yalnızlık ve anlam arayışında bir iyileştirici. Bazen mırıltısı bile göz yaşını dindirir, ya da hareketleriyle gününüze neşe katar.

Ailurofobi nedir? Terapi ile kedi korkusu yenilebilir mi?

Kedi fobisi. Tüm fobiler bir deneyim sonucu edinilmiş ya da direkt nesneyle ilgisi olmayan bir başka bilinçaltı materyalle eşleştirilerek olayla orantısız bir korku ya da kaygı hissetme halidir. Kedi ya da benzeri bir dostla yaşanan olumsuz deneyimler, ailenin ve çevrenin kediye yaklaşımının içselleştirilmesi ya da kedi ile bağdaştırılan başka bilişler buna sebep olabilir. Bu yüzden de alt yapısı keşfedildiğinde gerekli yaklaşımla kolaylıkla aşılabilir. Kişinin fobinin farkındalığında ve yenmesi gerektiğinin kabulünde olması yeterlidir.

Kedici Dergisi okurlarına iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Kediler dini kitaplarda, mitolojide, çocuklukta ve yetişkinlikte; görsel sanatta ve şiirde olduğu gibi ruhumuzda da çok güzel pati izleri bırakırlar. Duygusal şeffaflıkta, uyum ve esneklikte kedi gibi olduğumuz sağlıklı günlere..