Paris'li Kara Kedi: Le C'hat Noir - Dr. Başak Tolga

Sanatın merkezi Paris sokaklarında gezerken kara bir
kediye rastlarsanız o; Le C’hat Noir!
Romantizm, Gotik (18. yüzyıl sonlarından 19.
yüzyıl’a), Romantik (19. yüzyılın büyük kısmı) ve Yıkıcı dönem (19. yüzyılın
sonlarından 20. yüzyılın başlarına) olmak üzere üç bölüme ayrılabilir: her bir
dönem için Romantiklerin merkezleri İngiltere ve Amerika’daki kulüpler ile
Fransa’daki salonlardı. 18. Yüzyılda Fransa’da salonlar “dünnyanın sorunlarını
çözmek” için toplanan zamanın büyük düşünürleri ve sanatçılarını eğlendiren
yerler olarak geçerdi. Ve, yüzyıllar geçtikçe bu topluluklar salonlardan
kafelere ve publara taşındı.
Le Chat Noir, Paris’in bohem Montmartre bölgesinde,
19. yüzyıldan kalma bir eğlence yeridir. 18 Kasım 1881’de Rodolphe Salis
tarafından 84 Boulevard de Rochehouart adresinde açılmış ve Salis’in ölümünden
çok geçmeden 1897’de kapatılmıştır. Salis’e gelince... Salis, eğlence düşkünü,
evinde içkili partiler veren ve sonrasında komşularıyla arası açılan ve bu
eğlenceyi tavernalara taşıyarak belki de ‘kabare’ kavramının ortaya çıkmasına
ön ayak olmuş bir isimdir! Ve, 19. Yüzyılda Salis’in kabaresi, Montmartre’de sanatın
merkezi haline gelmiştir.
Düşünülenin aksine Le Chat Noir, herhangi bir
politik veya sanatsal hareketi temsil etmemiştir ve kimileri tarafından
“ironik, alaycı, mistik, dini, devrimci ve gerici” olarak nitelendirilmiş,
hatta diğer bir deyişle başlangıçta sıkıcı bulunmuştur. Ancak birkaç yıl sonra
o kadar popüler olmuştur ki, performanslar daha büyük ve ortaçağdan
esinlenilmiş iç mekan alanlara taşınarak, Le Chat Noir’in daha fazla sayıda
insanla buluşması sağlanmıştır.
Paris’in bohem ve burjuvazi kesimi, Le Chat Noir
gölge tiyatrosunun performanslarını izlemek için akın ederken,
Théophile-Alexandre Steinlen tarafından kabareye, reklam afişi olarak, ikonik
siyah kedili bir poster tasarlanmıştır. Ve, bu görsel baskı sanatının simgesi
olarak, Paris’in eğlence kültürünün bir parçası haline gelmiştir.
Peki neden ‘Kara Kedi’?
Hikayeye göre, Salis kabare yapımı sırasında
kaldırımda siyah bir kedi bulur... Edgar Allan Poe’nun ‘The Black Cat’ (Kara
Kedi) hikayesini Charles Baudelaire’in Fransızca’ya çevirmiş olduğu bu zamanlar
aynı Romantik Çağa denk gelir.
Kara Kediler Romantik Çağ için genel anlamda ‘kötü
şeyler olacağına’ işaret olarak kabul edilirdi. Ancak Fransa’nın ileri görüşlü
düşünürleri, baskıcı toplumsal düzene karşı savunmacı bireyler olarak bu
düşüncenin karşısında durarak, özgürlük ve bağımsızlığın temsilcileri
olmuşlardır.
Buna göre; belki Salis, Edgar Allan Poe’dan
esinlenmiş olabilir. Belki de, onun kararı kedisi özgürlüğün ve hür düşüncenin
temsilcisidir. Çünkü romantizm akımı bir sanat biçimi olmanın ötesinde bir
yaşam biçimidir.
Söz konusu postere ait kopyalar, Paris’te Montmartre
müzesinden de temin edilebileceği gibi Le Chat Noir, Amsterdam’da Van Gogh
Müzesinin de koleksiyonları arasındadır.
Bir gün yolunuz Paris’e düşer de, bir kara kediye
rastlarsanız, o gün mutlaka o kediyi bir süre de olsa takip edin. Belki izi bir
kabareye götürür...
Kaynaklar:
Mariel Oberthür, Le Chat Noir 1881-1897, Paris 1992
Phillip Dennis Caate et al., The Spirit of
Montmartre: Cabaret, Humor, and the Avant-Garde, 1875-1905, New Jersey 1996
Phillip Dennis Cate et al., Around the Chat Noir:
Arts and Pleasures in Bohemian Montmartre, 1880-1910, Paris 2012
KEDİCİ AŞKINA ARA
EN YENİLER
Kedi Ürolojik Sendromu - Emre Er
16.01.2021Kedi Kasabası
15.01.2021Evcil Kral; Karslan - Emre Ünal
15.01.2021Kedilerde İletişim - Dr. Tarkan Özçetin
15.01.2021Şiirler Ve Kediler - İ. Ethem Polat
14.01.2021TÜRKİYE'NİN KEDİ HASTANESİ
