Soner Erözkan’ın Kanellos’u - Işın Selin

Soner Erözkan’ın Kanellos’u - Işın Selin

‘’Çocukluğumun bir dönemi Çocuk Esirgeme Kurumu'nda geçti. Bu beni kendime küçük bir karakter yaratmaya itti.’’

Doğa aşığı, hayvansever ve tam bir yetenek olarak tanımlayabileceğimiz Soner Erözkan, Kedici Dergisi’ne samimi, içten bir röportaj verdi. Çizim yeteneği ve Kanellos hakkında her şeyi bizlerle paylaştı.

Soner Erözkan kimdir? Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1985 Şişli doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Medya İletişim mezunuyum. Şu sıralar Sosyal Medya Yöneticiliği okuyorum. Fotoğrafçılık, tiyatro ve reji işleri yapıyorum. Tiyatro oyuncusu eşimle evlendikten sonra, tiyatronun iş anlamında sahne arkasıyla tanışmış oldum. Çocukluğumdan bu yana çizim yapıyorum. Çocukluğumun bir dönemi Çocuk Esirgeme Kurumu'nda geçti. Orada yoğun olarak çizim çalışmaları yapıyordum. Şimdilerde teknolojinin hayatımıza girmesiyle el çizimi çalışmalarım dijital çizime evrildi. Şu anda illüstrasyon ve tasarım çalışmaları yapıyorum.

Doğa ve hayvanlar hayatınızın neresinde yer alıyor?

Doğayı ve hayvanları çok seviyorum. Onları ayrılmaz bir bütün olarak görüyorum. Çizdiğim köpek karakterlerini de oluşturan doğa ve hayvanların birleşimi. Aslında doğa işimin de bir parçası. Çocuklara doğada oynayarak, yaşayarak, yarışarak doğayı öğreten, onları okul - ev ekseninden çıkarıp doğayla iç içe olmalarını sağlayan bir projede çalışıyorum. Doğada olmak mutlu ediyor. Hayvanlar özellikle kediler hayatımda çok güzel bir yere sahipler. Onlarla selamlaşıyor, konuşuyorum. Büyük bir kedi hayranıyım diyebilirim. Geçmiş yıllarda uzun zaman evde baktığımız, kedi dostumlarım da oldu. 1999 depreminden sonra üzerimde oluşan deprem travmasını yenmemi sağlayan, küçük siyam kırması yavru bir kediydi.

Neden Kanellos? Bize biraz bahseder misiniz?

Çocukken Şişli Pangaltı'da oturduğumuz evde bir köpeğimiz ve onlarca yavrusuyla yaşıyorduk. O köpeğin adı Cino'ydu. Pangaltı'da herkes tanırdı. Bu yüzden köpeklerin geçmiş yıllardan bu yana hayatımda yeri vardır. Çocuk yuvasında çok sayıda arkadaşım olmasına rağmen, yalnız bir çocukluk geçirdim. Bu beni kendime küçük bir karakterler yaratmaya itti. Bazen bir çizilmiş kaplumbağa, bazen peluş bir tavşan, bazen de plastik hayvan oyuncaklar. Ama hayatımıza sosyal medyanın girişiyle insanlara sunduğum ilk çizgi karakterim 2015 yılında Bursa'da çizdiğim köpek karakteri Eros oldu. 2018 yılında Eros'a arkadaş olarak çizdiğim şu anda oluşturduğum ve oluşturacağım karakterlerimin bir bütünü olacak olan Kanellos doğdu. İlk ismi Doğaç Kanellos olan sonra Kanellos'a dönüşen bu karakterim ismini Yunanistan Atina'da eylemlere katılan, göstericilerle beraber hareket edip ünlenen Kanellos isimli köpekten geliyor. Kanellos'un net olmamakla beraber ölmüş olduğuyla ilgili bilgiler var. Benim karakterim de anarşist ruhlu, gezgin, doğa aşığı, arkadaşlarıyla müzik yapan, tiyatro oynayan bir karakter. Kanellos Ege'li bir köpek yani Gökçeadalı. Kanellos'u Yunan kültürüyle Anadolu'nun harmanlandığı bir karakter olarak da görebilirsiniz.

Çizimleriniz için nelerden ilham alıyorsunuz?

Çizgi hayatımın büyük bir parçası. Genelde çok mutlu olduğumda bunu paylaşmak veya mutsuz olduğumda kapılar açmak için çiziyorum. Sevdiğim şeyleri çizgiye dönüştürmek beni mutlu ediyor. Çizdiğim karakterler de bunun birer parçaları. Bazen ben onları anlatıyorum, onlar da beni. Genellikle çizimlerim önceden planlanmış değil, aniden ortaya çıkan doğaçlama şeyler. Böyle daha mutlu oluyorum. Bu yüzden siparişle çizilmiş ticari işler beni mutlu etmez. O zaman gelen ilham perisi değil, İlhan perisi oluyor.

Çizimlerinizde neden sadece köpek karakterlere yer veriyorsunuz? Kanellos gibi bir kedi karakteri de oluşturmayı düşünür müsünüz?

Çocukken ilk çizgi karakterim Samet isimli bir kaplumbağaydı. Sosyal medyaya geçişle beraber ilk karakterlerim köpek oldu. Çünkü köpek çizmek beni mutlu ediyor. Ancak sadece köpek değil, karakterlerimin arasında Buruntay isimli mavi bir fil, ayıcık ve peluş bir kuzu da bulunuyor. Bir kedi veya kediler de olacak mutlaka. Aile büyümeye devam edecek. Kedi bu ailenin olmazsa olmazı. Karikatürist Rewhat'ın kedisi Arife'yi, Serkan Altuniğne'nin köpeği Bobo'yu severek takip ediyorum.

Son olarak tüm hayvanseverlere ve Kedici Dergisi okurlarına vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?

Hayvanlar bizim ailemiz, biz onların sahibi değil, dostlarıyız. Onları koruyalım, sevelim, sevemiyorsak yaşam alanlarına saygı duyalım. Yaşam alanları, bizim kadar onların da hakkı. Irk, tür, cins farketmeksizin satın almayalım, sahiplenelim. Söyleşi için Kedici Dergisi’ne çok teşekkür ederim.

10/10/2021

Keditörün Önerisi

Kediler Alemi

Maskotun adı: Bascat

05.05.2020

Maskotun Özellikleri Atik, Çevik, Atletik, Enerjik ve Hınzır 2010 FIBA Dünya ...

Kedicilerin Günlük Rutini

22.11.2022

Kediciler gün içinde kedisine nasıl vakit ayırmalı, neler yapmalı, bir gününü kedinizle ...