Nankör(!) Kediler! - Ahmet Alper Yüksel

Nankör(!) Kediler! - Ahmet Alper Yüksel

Hepimiz, çevremizden defalarca kez kedilerin ''nankör'', köpeklerin ise ''sadık'' olduklarını duyduk. Sizi bilemem ama benim bu konu hakkında işittiğim argümanlar, ''Yemek verirsen gelir, yoksa çağırsan da yanına uğramazlar.'' ya da ''Karınları doymuyor bir türlü, verdikçe miyavlayıp daha fazlasını istiyorlar.'' yönündeydi.

Karınlarının doyup doymadığıyla ilgili dünyada karnı doyduğu halde avlamaya, yemeye, kürk yapıp satmaya ve bundan kazanç elde etmeye devam eden tek canlı türünün insan olduğunu söylemem yeterli bence.

Yemek verilmeyince gelmemeleri ise bir genellemeden ibaret. Siz de takdir edersiniz ki genellemeler çoğu zaman tehlikeli olabilmekteler( evet bu cümle de bir genelleme ama siz çaktırmayın :)

Ancak gerçek olan şu ki kediler, oldukça özgür ruhlu canlılar. Kendi istedikleri gibi yaşama konusunda tam bir özerkliğe hatta bağımsızlığa kavuşmak istedikleri gayet açık. Bu da gayet doğal, olması gereken bir durum.

Peki ya siz kedilerin bundan yıllar önce ''kendi kararlarıyla'' insanlar ile bir arada yaşamaya başladıklarını biliyor muydunuz? Sadık olduğunu düşündüğümüz köpekler ve aynı zamanda at gibi canlılar ise gene bundan yıllar önce ancak bizzat insan eliyle insanlarla yaşamaya başlamışlardır. O zamanın insanının kendisini koruması için evcilleştirdiği köpeklerden ve 5 günlük yolu 3 günde gitmek için kullandığı atlar bunlar. Günümüzdekiler de elbette bunların devamı..

Köpeklerin, atların ya da bizzat insan eliyle evcilleştirilen canlıların bu kadar sadık olmasının sebebi sizce genetikten ya da başka bir faktörden mi yoksa insanlar tarafından mecbur bırakılarak nesiller boyunca onlara dikte edilen ''sahibinin sözünden çıkma'' ifadesinden mi kaynaklanıyor?

Ne zaman okuduğumu hatırlamadığım bir yazıda sirklerdeki fillerin nasıl ''evcilleştirilerek eğitildiğinden'' bahsediliyordu. Müzik eşliğinde ayaklarını kaldırıp hortumlarıyla ses çıkararak dans eden filler, provalarda ''sirkte çalan müzik eşliğinde'' alttan ateşle ısındırılan bir zemine bırakılıyorlarmış. Bunun sonucunda da doğal olarak ayaklarını hortumlarıyla ses çıkararak kaldırıp duruyorlar. Bu işlem birkaç kez tekrar edildiğindeyse prova(!) bitiyor çünkü zavallı filimiz artık alttan ısı vermeseler bile aynı müziği duyunca ''ısı veriliyormuş gibi'' davranıyor. Seyirciler de bu durumdan tamamen habersiz oldukları için ''eğleniyorlar''

Şahsi fikrim kedilerin zaman içerisinde insan eliyle eğitilerek bugüne gelmedikleri için ''asimile'' olmadıkları ve bunu sonucunda insanları bir ''sahip'' olarak değil de bir ''arkadaş'' olarak gördükleri yönünde. Maalesef insanlar kendilerini diğer tüm canlılardan üstün gördükleri için kedilerin bu itaatsizliklerine(!) katlanamıyorlar.

Eğer gerçekleri görüp kabullenirsek sadece kedi dostlarımızı değil, hepimizi daha iyi günlerin beklediği gayet açık..

08/07/2022

Keditörün Önerisi

Van Kedisi & Ankara Kedisi

23.04.2022

Türkiye’nin endemik canlıları olan ve tüm dünya tarafından tanınan Van kedisi ve Ankara ...

Milli Gurur

03.08.2021

Zeki, çevik ve ahlaklı kadın sporcularımızla kızlarımızla gurur ...

Obezite Kedilerin de Sorunu!

27.01.2023

Obezite, günümüzde insanlarda sağlık sorunlarına neden olan en önemli etkenlerden biri.. ...

Kediler Alemi

Selkirk Rex

04.03.2022

Kıvırcık tüyleriyle dikkat çeken Selkirk Rex cinsi kedilerinin, bıyıkları bile ...